26 Kasım 2009 Perşembe

KAYMAKLI DONDURMA

malzemeleri
500 gr Süt
125 gr toz şeker
1 gr
salep

1. Tencereye; 125 gr tozşeker ile, 1 gram salep koyarak harmanlıyoruz ve bunları birbirine karıştırıyoruz.

2. Sonra bu salepli şekere 500 gr da süt katarak , süt kaynamaya başlayıncaya kadar karıştırarak pişiriyoruz, ateşten alıyoruz, sonra da savurarak sütü iyice soğutuyoruz.

3. Soğuduktan sonra sütü dondurma kutusuna koyarak cevirmek suretiyle donduruyoruz

Donması için

3500 gr buz

600 gr tuz

DONDURMA NASIL DONDURULUR

Dondurmalar temel olarak iki kısma ayrılır. Bunlardan birisinin temelini süt, Diğerinin ise meyve suları oluşturur. Fakat, gerek süt olsun, gerekse meyve suyu olsun; bunlar doğrudan doğruya makineye koyarak dondurulumazlar. Dondurmaların çeşitlerine göre bunların Süt ile yapılanlarına; Şeker, Yumurta,Kakao, Pralin, Meyve suları ile yapılanlarında;Şeker Yumurta akı, ve benzeri Gibi şeyler katarak, bunlar önce , Krema, yada şurup haline gelirler ve bu krema, yada şurubun dondurulması sonucuda da sütlü veya meyveli dondurmalar oluşur.

Yanlız bu dondurmaların krema yada şuruplarını hazırlarken, dozlara özellikle şeker dozuna çok dikkat etmek gerekir. Çünkü, fazla şeker dondurmaının donmamasına, az şeker ise buzlanarak içince taş gibi parçalar oluşmasına neden olur.

Dondurulmalarına gelince: Herhangi bir dondurma krema yada şurubu olursa olsun, bunların dondurulma şekilleri birbirinin aynısıdır. Yani, hazırlamış olduğumuz krema yada şurubu dondurma makinesinin madensel kutusuna ancak dörtte üç oranındadoldurduktan sonrakutunun tam ortasınapervaneyioturtmalı ve kapaığını kapatmalıdır. sonrada madensel kutuyu tahta yada sacdan yapılmış kendi kovasının içine oturttuktan sonra, kova içindeki kutuyu çeviren kolu yerine takmalıdır. Bundan sonra kova içindeki kutununetrafını kapak hizasına kadar bir kat kuçuk kırılmış buz, Bir kat kalın tuz olmak üzere dondurmalı, sonra bunların üstlerine vurarak bunların kutu içinde birbirlerine iyice sıkışmasını sağlamalıdır. buz ile tuzun kutuya yerleştirilmesi bitince; kutunun üstündeki koliyice ağırlaşıp da dönmez bir hale gelinceye kadar, bunu durmadan cevirmelidir. (kol dönmez bir hale geldiği zaman kutunun içindeki krema yada şurubun dondurma haline gelmiş olduğunu anlarız. )

Budan sonra, dondurmanın içine, tuzlu su kaymaması için kutunun kapağını dikkatlice açarak, içindeki pervaneyi çıkartmalıve kutunun kapağını tekrar kapatarak kolu fervanesiz olarak beş dakika daha çevirmeli, sonra da dondurmayı bardaklara alarak servis yapılmalıdır.

Dondurmanın fazla donmuş olması istenirse: Yukarıda anlatıldığı gibi ktu pervanesiz olartak beş dakika çevirildikten sonra kovanın içinde, suhaline gelmiş olan tuzlu suyu boşaltmalı ve kutuyu tekrar bir kat buz bir kat tuzu sıkıca doldurmalı, sonra da üstüne bir örtü örtükten sonra bir saat öylece bırakmalı, ancak bir saat sonra servis yapılmalıdır.

20 Kasım 2009 Cuma

BAĞIRSAK KANSERİNE KARŞI PATATES

Bağırsak kanserine karşı patates
Uzmanlar patatesin kabuklarıyla tüketilmesini tavsiye ediyor. Çünkü bu sebzenin kabukları, bağırsak kanserine karşı koruyucu maddeler içeriyor B1, B2, PP vitaminleri içeren patates, potasyum, magnezyum, kalsiyum, demir ve çinko zenginidir...
Patatesin suyu çiğ olarak içilirse bütün bu faydalı vitamin ve minerallerden istifade edilmiş olur. Ancak patates pişirilince, bu değerleri kaybolur... Çiğ patates suyu karın ağrılarını dindirip, mide ekşimesini önler, safra kesesi taşını düşürür. Gastritte, ülserde, oniki parmak ülserinde faydalıdır. İdrar söktürücüdür, albüminde ve basurda faydalıdır. Karaciğer şişkinliğini giderir. Damar sertliğini önler. Böbreklerdeki taş ve kumların dökülmesini sağlar. Cilt sağlığı için de gerekli olan patates normal ve kuru ciltlere faydalı bir besindir. Birinci ve ikinci derecedeki yanıklar için tedavi edicidir...
Diyet için ideal...
Patatesi yağda kızartmazsanız veya tereyağı, sos gibi ilâveler yapmazsanız kesinlikle kilo aldırmaz... Yapılan birçok araştırmada, gönüllülerin üç ay süreyle her gün bir kilo patates yedikleri hâlde hiç kilo almadıkları, aksine üç ay sonunda kilo verdikleri saptandı. Bunun da en önemli nedeni, patatesin mideyi yeterince doldurup, yarattığı doygunluk hissiyle diğer yüksek kalorili besinlerin alınmasına engel olması. Bu arada eğer patatesler kabuklarıyla birlikte haşlanırsa posa miktarı kabuksuz pişirilenden daha fazla oluyor.
Kürü nasıl yapılır?
Beslenme şekilleri ve kanser üzerine yapılan araştırmalar, beslenmenin kalın bağırsak kanserinin oluşumunda önemli rol oynadığı görüşünü kuvvetlendiriyor. Ancak lifli besinler bu riski azaltıyor. Bağırsak kanserine karşı koruyucu ve önleyici olarak kullanılan patatesin, kabuklarında çok önemli etkin maddeler var. Profesör Doktor İbrahim Saraçoğlu, bağırsak (kolon) kanserine karşı patates kürünü öneriyor. İşte hazırlanışı... 3 orta boy patatesi soğuk suda iyice yıkadıktan sonra, kabuklarıyla birlikte yarım litre suda haşlayın. Haşlama işlemi bitince ılımasını bekleyiniz. İçilecek olan sadece ve sadece haşlama suyudur. Haşlama suyunu tülbentle süzerek ayırabilirsiniz. Haşlanmış patatesin kendisi ve kabuklarını tüketmeyin. Haftada üç kez, bir ay boyunca aşağıdaki şekilde uygulayın. Kürü her defasında taze olarak hazırlayın. Birinci gün 1 su bardağı; ikinci gün 2 su bardağı, üçüncü gün 1 su bardağı; öğle yemeklerinden bir saat önce içilir. Bir ay tamamlandıktan sonra, daha sonraki aylarda üç günlük kür ayda bir defa uygulanır.
Tansiyona faydalı...
Potasyumdan zengin gıdaların kan basıncını azaltan etkisi var. Potasyum zengini patatesin de tansiyonu düşürdüğünü belirten uzmanlar, bu sebzenin haşlanmış olarak yenmesini tavsiye ediyor.
Gözaltı morluğunu giderir
Patatesi ince ince dilimleyin. Bu dilimleri gözlerinizi kapatarak üzerine yerleştirin. 10-15 dakika bekleyin. Sonra da yüzünüzü soğuk su ile çalkalayın. Bu uygulamayı haftada bir tekrarlayın, faydasını göreceksiniz.
ÖNEMLİ NOT:
Buradaki bilgilerin herhangi bir hastalığı teşhis amacı kesinlikle yoktur. Bir rahatsızlığınız var ise, mutlaka bir hekime danışınız...
Hekiminizin verdiği ilaçlar var ise mutlaka kullanınız. Buradaki uygulamayı bir destekleyici olarak kullanınız. Bilmeniz gereken nokta kullanacağınız bitkiye karşı alerjinizin olup olmadığıdır. Bu konuda hekiminizin görüşünü alınız. Hekime gitmeden ve teşhis koydurmadan şikayetiniz ne olursa olsun, kendi kendinizi tedavi etmeye kalkışmayınız. Buradaki bilgilerin kesinlikle bir hastalığı teşhis amacı yoktur.
Kaynak: Prof. Dr. İbrahim SARAÇOĞLU